Çocukluğum bir apartman dairesinin 11. katında geçti, ufacıkken aşağıdan yukarıya baktığımda binamız oldukça yüksek gelirdi. Etrafında ufak kalan evleri izler ve hayaller kurardım. Akşam olduğunda İstanbul'un şimdilerde nadiren gördüğümüz yıldızlarının aksine gökyüzü yıldızlar açısından oldukça bereketliydi ve bizlere sonsuz hayaller kurabileceğimiz görsel şölen sunuyordu. Bir gün babamla annem bir alışveriş merkezinden cd almışlardı. İçeriği gök cisimleri ile alakalı, hikayeler anlatan, şarkılar söyleyen, oyunlar oynatan bir cd... Bilgisayara takar izler, söyler, oynardım. Sonra nereye kayboldu bilinmez hala özlerim. Ardından akşamları odamızın penceresinden bakar etraftaki binaların ışıkları arasında hayaller kurardım. O zamandan beri ışıklara ve yüksekliğe karşı ayrı bir ilgim olmuştur. Öylece ışıklar arasından kaybolur, oralarda kimlerin neler yaşadığını düşler ve bir gün o ışıkların içerisinde olmayı hayal ederdim. Kendimi bir star olacak gibi hissederdim. Şimdi büyüdüm ve hala o ışıklar beni ayrı cezbediyor ve yine kendi içimde bir yıldız olduğumu hayal ediyorum... Yani sevgili okuyanlar demem o ki hayaller güzeldir, çocuklukta yaşanılan ortamlar da bu konuda etkilidir ve herkes kendi içinde bir stardır.
eveeeet :)
YanıtlaSilTüm starlaraaaa :)))
SilGece uzaktan ışıklı mekanları izleyince ben de hayaller kurup dururum. :)
YanıtlaSilBüyük bir ilham kaynağı oluyor <3
SilKapanış efsaneydi. :)
YanıtlaSilBizimde canım önünde duran bir koltuğumuz var o koltuğa sadece gökyüzünü görebileceğim bir açıda yatar ve göğe bakarak hayaller kurardım, o günleri anımsadım. :)
Teşekkürleeerr :))) Ne güzel anılar yer etmiş zihnimize, böyle bir gökyüzü için bile çokça şükretmemiz gerekiyor ve gün içerisinde daraldığımızda birkaç dakika da olsa izleyip huzur bulmak <3 :))
Sil