“Tükendik, tükettik her
şeyi
Havayı, suyu, tüm dünyayı
kirlettik
Geriye kalan hiçlerle
avunmaya çalıştık
Beceremeyince günün
birinde
Son vedalarımızı ederek
sahneden ayrıldık…”
Tüketme çılgınlığının doruk noktalarda olduğu günümüz insanı artık daha da tahammülsüzleşti. Her şeye kolayca sahip olabilmek miydi bu duruma neden olan, elimizin altında olan teknoloji sayesinde bir tıkla ulaşabilmek mesela? Kaçımız ansiklopedinin tozlu sayfalarında parmaklarımızı dolaştırarak saatlerce aradığımız şeylere ulaşmanın hazzını yaşamakta?
Her şey çok basitleşti, hatta öyle
bir safhaya geldi ki bu insanlara bile yansıdı. Artık kimse gerçekten bir
şeyler öğrenmek için kendini zorlamıyor. Çünkü ihtiyacı olduğunda aradığı
bilginin ona bir tık uzağında olduğunun farkında. Beynimizi işlevsiz hale
getirmeye dünden razıymış gibi bunun gönüllüsü olup övünmeye bile başladık.
Her şey elbet bitiyor, son elbet
gelecek. Ne kadar mesafede olduğunun farkında değiliz yalnızca. Canlı veya
cansız her şeyi tüketme çılgınlığıyla birlikte insanlar birbirlerini de
tüketmeye başladı. Sevgiler sanallaştı, gösteriş budalası insanların
sahnelerinde sergilenmek için süslendi. İnsanlar birbirine göstermek için
ilişkiler, arkadaşlıklar kurmaya başladı ve gerçek olmayan ilişkiler nedeniyle en ufak
kırgınlıkta iletişimlerini bitirmek onlar için hiç de zor bir durum olmadı.
Duygularımız karman çorman bir durumda. Nelerden hoşlanıyoruz bilmiyoruz. Bu
tüketim çılgınlığı nedeniyle her şeyden mutsuz olmaya başladık. Hayattan keyif
al(a)mamaya… Gerçekten bu kadar mutsuz muyum diye sor bir kendine. Gerçekten
mutsuz muyum, yoksa mutsuz görünmekle prim sağlayan bu sosyal medya mı beni
böyle hissetmeye zorluyor? O kadar alıştık ki bu duyguya mutlu olabileceğimiz
anları ittik elimizin tersiyle. Bir küme oluşturduk kendimize ve onun içinde
sıkışıp kaldık. Fobilerimiz hobilerimize baskın gelmeye başladı. Artık üretime
geçmenin zamanı gelmedi mi? Daha nereye kadar başkalarının senin için yarattığı
ve senin de fark etmeden yaşamaya devam ettiğin bu ahmaklar evreninde kalmaya
devam edeceksin? Kendini bulman için vaktin varken yap bunu, keşke demek kadar
berbat bir şey yok çünkü.
Blogunuzu takipteyim blogumda reklama tıklarsanız sevinirim.
YanıtlaSil