Ana içeriğe atla

Senden Nefret Etmemin 10 Sebebi

 

Senden nefret etmemin sebebi



    Bilen bilir dönem dizilerine, filmlerine, kitaplarına ve eşyalarına bayılırım. Modern çağa ayak uyduramayan antika bir ruh daha var sanırım içimde. Geçmiş zamana yoğun özlem duyan, birbirimizle iletişime fazlasıyla aç olan.. Bu film de o açlığı, o özlemi doyurmaya imkan tanıyanlardan. 1999 yapımı olan filmin başrollerinde Heath Ledger, Julia Stiles, Joseph Gordon-Levitt ve Larisa Oleynik gibi oyuncuları görmekteyiz.

    Konusuna gelecek olursak Bianca okulun gözde kızlarından birisidir. Otoriter bir tutuma sahip olan babası kızının belli bir yaştan önce sevgilisi olmasına karşı çıkıyor ancak ablasının sevgilisi olduğu takdirde kabul edeceğini söylüyor. Kat ise kardeşinin tam tersi. Katı mizaçlı, sert, erkeklerin kendisine yaklaşmasına izin vermeyen... Bianca okulda kendisinden hoşlanan bir çocukla anlaşma yapıp ablasına bir plan hazırlıyorlar. Plana göre okulda korkulan, hakkında kötü haberler yayılan  Patrick adında bir genci devreye sokacaklardır. Bazen planlar kontrolden çıkar, aşkın kimi nerede bulacağı belli olmaz. Bakalım Kat ile Patrick'in yolu nereye gidecek?

    Filmin müzikleri, sahneleri tekrar tekrar izlenecek cinsten. Özellikle Patrick'in şarkı söylediği bir sahneyi 2-3 kez geriye sarıp izledim. Filmi kaç kez izlediğimi ben bile unuttum :) Fazla üzerinde düşünmeye gerek yok. Dönem filmlerinden, romantik komedilerden hoşlanıyorsanız mutlaka açıp izleyin. 

Bitirmeden filmden bir şiir bırakmak istedim:                              

"Nefret ediyorum benimle konuşma tarzından

Nefret ediyorum saç tıraşından

Nefret ediyorum arabamı sürmenden

Nefret ediyorum gözlerini bana dikmenden

Nefret ediyorum o asker çizmelerinden

Nefret ediyorum aklımdakileri okumandan

Sana olan nefretim beni hasta ediyor

O kadar ki, hatta şair yapıyor

Nefret ediyorum hep haklı olmandan

Nefret ediyorum yalanlarından

Nefret ediyorum beni güldürdüğünde

Daha da kötüsü, ağlattığında

Etrafımda olmadığında nefret ediyorum

Dahası telefon açmadığında

Ama en çok da, senden nefret etmememden nefret ediyorum

Hiç hoş değil ama,

Biraz olsun bile değil,

Hiç nefret etmememden…"









Yorumlar

  1. Merhaba bloğunuzu takip ettim bloğuma beklerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba buralarda çok yeniyim blogunuzu nasıl takip edebileceğimi anlatabilir misiniz rica etsem :) İletişim kısmı açılmıyor çünkü blogunuzda :(

      Sil
  2. merhaba


    Bloggerlar olarak telegram grubunda buluştuk, yazılarımızı ordan paylaşıyoruz, daha fazla kişiye ulaşıyoruz. Telegramda kimseye numaranızı vermiyorsunuz zaten google plus grupları gibi düşünün. Grubun adı Blogger Türkiye. Eğer katılırsanız çok sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba nasıl katılım yapabilirim acaba çok isterim :)

      Sil
  3. Hoş bir filme benziyor. Listeye eklendi :)

    YanıtlaSil
  4. Merhaba ben de geçmişe özlem duyanlardanım bir fırsat verilse geçmişte yaşamayı tercih ederdim. Öneri çok güzel izleyeceğim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçmişin bilinirliği belki de bizi kendisine çeken <3 Teşekkür ederimmm :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

2021 Hedeflerim Mimi

      Yeni yıla  sayılı günler kala Konumuz Kitap blogunda yayımlanan 2021 hedeflerim miminden esinlenerek amaçlarımı beni teşvik etmesi için yazmaya karar verdim. Ayrıca onun 2021 Hedefleri Mimi için buraya tıklayarak okuyabilirsiniz 💖 İsteyen herkesi bu mimi yapması için davet ediyorum :)

Sonu Gelmeyen Planlar

   "Hayat; siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir." 

Emek ve Değer

       Haftasonu ablamların ittirmesiyle Ege'de ilk kez zeytin toplama işine giriştim. Hem evde boş boş oturup ekran süremi daha da arttırmayıp hem de oksijen alayım dedim. Tedbili mekanda ferahlık vardır sözüne uyup çıktık yola. Başlarda her şey çok güzel gidiyordu, tırmıklarla zeytinleri indirmeler, biraz sitemler ve söylenmelerle yere saçılanları toplayıp kovalara doldurmalar... Ama normal yaşantımda az hareket edip spor da yapmayan, fiziksel aktivitesi sadece bir odadan bir odaya yürümekle sınırlı olan biri olduğum için malumunuz 1 saatte yorulmaya başladım. Hırslıyım ama devam ettim, sıcağı sıcağına fiziksel ağrı da pek hissedilmiyor. Oradan oraya koşturup durdum. Acısı bir gün sonra çıkacakmış fark edemedim.      Açık havada en sevdiğim şey kahvaltı, sohbet muhabbetle kahvaltı da edildi. Çaylar, kahveler de içildi. Kahve içip bir yandan zeytinleri dalından ayırırken de bu miniğe rastlandı. Sarılmış bir zeytin dalına kamufle etmiş kendini. Dalından ayırınca üzüldüm biraz, bıra

Sıcak Ev

  ...O sıcak evimiz, artık buz gibi Dört duvar üstüme geliyor sanki Her şey öylesine anlamsız boş ki...